8 Mayıs 2017 Pazartesi

Tokat’a Gitmek Gerek

Ne zamandır yazamadım. Yine biraz tembellikten biraz da yoğunluktan. 
Bugün bana Tokat’ı anlamlı kıldıran arkadaşlarımdan birinin yüzünü güldürmek  ve anılarımıza da değinmek için bilgisayarımın başına geçtim. Eski fotoğraflarımdan da yararlandım.

Yazmadığım süreçte tabi ki yine gezdim, birkaç sınava girdim, yüksek lisans mezunu oldum, sağlık problemleri oldu, birkaç gezi planım iptal oldu ve yenileri eklendi derken buradayım.

Geçen yıl Tokat hakkında bir şeyler yazacak olsaydım fikirlerim çok farklı olabilirdi. Ama birkaç aydır dünya benim için pembe bulutlarla kaplanmaya başladığından eski gamsız ve pozitif hallerime döndüm ve Tokat bile gözümde sevimli artık. Evrene nasıl bir enerji yollamışsam artık sunum günümde hava yazdan bir gündü. Diğer günlerde ise bürokrasi işlerimi halletmek için fakülteler arası labirentteki fare gibi dolanırken yağan yağmur beni hiç ıslatmadı. Ben bina içindeyken deli gibi gök gürültüsü, şimşekler ve yağmur hatta bir ara dolu ☺. Ben binadan çıktığım an günlük güneşlik. Başlangıcımız güzel olmasa da kapanışımız güzel oldu Tokat. Barıştık sanırım🙋

Tokat ile yollarımız mecburi olarak kesişti. Ağlayarak bu şehre gittiğimi hala dün gibi hatırlıyorum. Bu şehir istediğim şeylerden vazgeçerek yeni bir başlangıç yapmayı tercih ettiğim ve hayatım boyunca sorgulayacağım bir karar olarak kalacak.
Bu şehirde çok talihsiz şeyler yaşadım. Dönem olarak da hayatımın yolunda gitmediği bir dönemdi. Ve kötü şeyler anımsattığından şehri beynimde kötü kodladım. Neyse ki negatif duygular gitti bu şehre çok da haksızlık yapmak istemiyorum. Tokat’ta bir yıl yaşadım o yüzden daha detaylı gözlemlere sahip olabildim. Elimden geldiğince objektif olmaya çalışacağım. Yaşamak istediğim şehirlerden biri değil yalnız onu söyleyebilirim.

Şehre ilk indiğim zaman Gizem ile birbirimize sarılarak birbirimizin hayatına girdik. Birbirimiz için yabancıydık. Merviş vesile olmuştu tanışmamıza. Ve aramızda hiçbir resmiyet, sizli-bizli bir durum, bir sınır ve çekinme durumu olmadan tanıştıktan birkaç saat sonra dedikodu yapmaya başlamıştık. O benim için “Tokat’ın Gizemi” oldu. Merve ve Gizem sayesinde şehri daha rahat öğrendim. Paylaşacağım mekanların çoğu onlarla birlikte keşfedilen nice anılara sahip. Tokat’ta ilk dikkatimi çeken belediye otobüsleriydi. Yarım dolmuş gibi. Aa ne tuhaf derken gün içinde çoğu kez kullandığım toplu taşıma araçlarının sakin olduğunu ve şehre yettiğini gördüm. Şehrin havası Karadeniz’le karasal karışımı bir şey. Sisli, kapalı hava çoğu zaman hakim onun dışında kışı da sert ve kar yağışlı olabiliyor.

Ölü selası hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama burada ölü selaları çok tuhaf bir şekilde okunuyor. Daha doğrusu sela bittikten sonra ölen kişinin şeceresi (belediye çalışanı x'in annesi, x öğretmenin babası, x ile y'nin babannesi...) sanki bir şiir okuyormuş edası ve ÇAĞATAY ses tonuyla😎😝 üzgünüm ama biri öldüğündeki o duyguyu yaşayamıyorum.

Dezavantajlı bir şehir olarak nitelendiriyorum ben Tokat’ı. Şehrin göbeğinde kocaman heybetli bir dağ mevcut. “O dağa çıkarsan 7 yıl orada yaşarsın.” Batıl inancından o zamanlar Tokat’tan nefret ettiğimden dolayı dağa çıkmadım. Şimdi ki dağcı profilimle tabi ki affetmezdim. Şehir dağın etrafında kurulu. Yamacında Amasya bunu aşıp çok güzel değerlendirmişken Tokat bunun çok gerisinde kalmış.
'o dağ'
Elazığ’da hep merkezde yaşadığımdan gittiğim illerde de hep bu şekilde bir düzen arayışına giriyorum. Selimoğlu Kız Pansiyonu gittiğimde hep kaldığım yerdir. Merkezde ve ulaşım rahat. İlk gezmeye gittiğimde çok temiz ve gayet cazipti. Ama işin aslı öyle değilmiş 😂 şimdi çokta gömmeyeyim ama beklentiniz hiç olmazsa uygun fiyata ( günlük 20 tl) kalabilirsiniz.

Pansiyonun karşısında meşhur saat kulesi var. Akşamları ışıklandırması güzel ve bizim terastan  net görünüyor.  Kaldığım dönemlerde gece 1’de 1 kere, 2’de 2 kere, 3’te 3 kere… çalması ifrit etse de yine de kabul edilesi bir güzellik 😃


 


Benim için Tokat’ta olmazsa olmaz Pirhan’dır. Tabi ki bu gidişimde de gittim. Kaldığım dönemlerde de yemek yemek için ve uzun sohbetlerimiz için sürekli gittiğimiz bir yerdi. Yemekten sonra üzerine künefe yemek büyük zevklerimiz arasındaydı. Otantik ve taş duvar dokusu beni kendine çekmiştir. İşletme müdürü (Hakan Bey) ile traji komik bir şekilde tanıştıktan sonra -çalışanın yaptığı hatayı işletmeye mal edemezdim- ona ve işletmeye saygım aslında daha çok arttı. Lezzet ve fiyatlar çok iyiydi. Ancak bu gidişimde fiyatlar biraz artmıştı. Eski ekonomikliği var diyemem ama lezzet yine iyiydi mekan güzel tavsiye ederim. Fotoğraf çekemedim. Çünkü arkadaşla o kadar koyu sohbete daldık ki. Son otobüse koşmamız gerekti.

ciğer sac tava falan filan... (Pirhan)
Yeni bir sürü mekan açılmıştı onlardan biri de Hakan Bistro. Sivas menşeili (bu kelimeyi hep kullanmak istemişimdir)  mekan çok güzel ve ferahtı. Çalışanlarda gayet hoştu. Yediğimiz yemekte güzeldi. Öneririm efenim.

bir şey soslu tavuktu ama hatırlayamadım 
Bizim Tokat’tan ayrılmamıza yakın AVM (Novada) açılmıştı. Şehir için hem iyi bir iş alanı hem de şehrin ihtiyaçlarını karşılayan bir alan oldu. Mağazalar gayet güzel. Hadise’den sonra şehre yeni bir soluk getirdi 😂 Sivas’tan hafta sonu müşteri çekmeye bile başladı takdir ediyorum.


Şehrin göbeğinde Taşhan ki gerçekten tam bir han, eski dokulara taş duvarlara benim gibi hastaysanız burada gidip bir çay veya közde kahve içmenizi öneririm. Bir de yağmur yağıyorsa oh mis. Ayrılmadan önce bu anı yakaladım ve yağmur altında keyif kahvesi içip şehirden ayrılmıştım. Ayrıca hediyelik eşyaların olduğu ve bir çok otantik eşyanın satıldığı dükkanlarda mevcut. Tek eleştireceğim yer lavaboları. Hem paralı yapıyorsun hem hizmet vermiyorsun. Paralı olduğunu hesap edemeden yanıma cüzdan almadan çıktım ki kötü vaziyetteydim bir tur bindirerek varıyorsunuz tuvaletlere 😒ama tombik teyze beni almadı içeri. Söylenerek indim aşağı cüzdanı alıp tekrar yukarı çıkıp tam bir tur attıktan sonra vardım. Hala altıma işemediğim için şanslı hissediyordum kendimi. Teyze elime bir kağıt havlu sıkıştırdı, içeride tuvalet kağıdı bitmiş. Sonra ışıklar yanmıyordu, tuvaletler kirliydi musluklar ayrı vaka, sabundan hiç bahsetmiyorum bile. Utanırım o tuvalet için ben para istemeye açıkçası. Efenim Taşhan’a gidin ama tuvaletlerine gitmeyin.





Üniversite kazanma hayalleri arasında çimlere yatma hikayesi vardır ya. Burada onu gerçekleştirebileceğiniz sonsuz bir kampüs alanı mevcut. 


 
eski zamanlardan (2014)
Evet biraz dağ patika bayağı rakım farkı var ama liseden bozma bir binada okuduysanız burası sizin çimlere yatma hayalinizi fazlasıyla karşılıyor. Kampüs alanı içinde salaş 😃 hatta pis sinekli bir mekan vardı adını hatırlayamadım (Tokatlı veya Tokat’ı bilenler olursa yazsınlar ekleyeyim) ama beni çok etkilemişti. Ağaçların arasında patika yoldan gizli bir yere girer gibi. Tam öğrenci mekanıydı 😏


Üniversite içerisinde sosyal tesis mevcut. Aynı mekan içerisinde iki farklı işleyiş mevcut. Bir yerinde çay içemiyorsun bir yerinde yemek yiyemiyorsun. Oturdunuz, yemeğinizi yediniz ve çay içmek istiyorsanız cafenin diğer bölmesine geçiyorsunuz. Bir işleyiş getirmeye çalışmışlar ama olmamış. Bu gidişimde orada yediğim en güzel pideyi yedim yalnız. Öğrenciler, sempozyum dolayısıyla il dışından gelen misafirler için yemeklerin güzel çıktığını iddia ettiler bu arada.

o nefis pide
Fırınistan var bir de. Herkesin günde muhakkak bir kere uğradığı bir yer. Sonra hibe programlarından destek alıp işi büyüttüler ve 3 katlı bir bina oldu. Evet yemekler hamur işleri çok güzel ama bence mekan çok kasvetli ve gürültülü buna bir çözüm bulmalılar. Avantajı ise herkesin iniş ve biniş için kullandığı durağın orada olması.
bizim dürümün adı olmuş wrap
Kaldığım dönemlerde gittiğim yerlerden birisi Ballıca Mağarasıydı. 

 

Eski mağaracı olaraktan tabi ki bayıldım. Sarkıt, dikit, sütun, popcorn, perdeler ve daha nice oluşum. Bazıları renginden dolayı bazıları da oluşumların bal peteklerini andırdığından dolayı isminin Ballıca olduğunu söylüyor. Gittiğim dönemde işletme sahibi tanıdık olunca ayrıcalıklı hizmetlerden yararlandım. Diğer sosyal medya hesaplarımda onların fotoğraflarını paylaşmıştım zamanında. 

tokat kebabı


Tokat’ın meşhur bir kebabı var. Onu da burada torpilli bol porsiyonlu olarak yedim. Mevsimi var, sebzelerden yapıldığı için. Patlıcan, patates, domates, biber, ve işin püf noktası sarımsak. Ve birde yağlı kemikli et ve özel dizilişi. Özel bir baharat ve soslu bir şey değil farkı sunumu ve işin esprisi sarımsakta evde bile deneyebilirsiniz. Tokat’a gitmenize gerek yok yani🙋😂





Irmak kenarı (Yeşilırmak) dedikleri kocaman bir kanalın içinde cılız bir su. 



                       En son gittiğimde tadilat vardı. Güzel bir görünüme ulaşır umarım. 

Gitmenizi önereceğim yerlerden birisi Almus Barajı. Bisiklet turu düzenleyip çok keyif alacağınız bir gezinti olacağını umuyorum. 
 


Suya düşüp kendimi ıslatmasaydım iyiydi tabi 😁 gün boyu totomu kurutmak için güneşte gezip sıcak kayalıklara oturduğum doğrudur.

Ve şehrin Sivas’tan girişinde Saklı Bahçe kesinlikle gidilmesi gereken yerlerden birisidir.
beni depresyondan çıkarmak için gezdirmişlerdi.
Daha çok yazarım ama sıkmak istemiyorum sizi. Tokatla aramızın iyi olduğu dönemde bu yazıyı yazmak iyi oldu. Bütün buzlarımızı erittik. Diploma almaya gittiğimde yeni yerler keşfedersem onları da tabi ki paylaşırım.
Merve: Kızlar ben Tokat'ı özledim.
Gizem: Bendeeee. Keşke Tokat'ta olsaydık.
Mehtap: Yoo hiç özlemedim. Nalet gelsin Tokat'a. Tokat sizinle anlamlı benim için. 🙆🙆

Merve ve Gizemle birlikte tekrar Tokat'a gitmek dileğiyle 🙋

2 yorum:

  1. Çok iyi geldi bu yazı mehtap kalemine sağlık hemen atlayıp Tokat'a gidesim geldi seviyorum ben bu şehri daha doğrusu buradaki anılarımı içinde hep can dostlarım var.Teşekkürler can can kendimi çok iyi hissettim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğun için. Daha nice güzel anılarımız olacak. Öperim.

      Sil