Heyyy ben geldim.
Evet gezdiğim zamanlar oldu o gezilere ait materyaller topladım ama bu yazımdan sonra fark ettim ki ben yazmak istememişim, mutlu olmamışım o gezilerden.
Tipim kayık, saçlar süpürge, burun kızarık, ağzım gözüm birbirine girmiş, hiç iyi çıkma kaygım olmayan fotoğraflarım var ama mutluyum.
|
Başlıyoruz cınım ☺ |
Kışın ağırlığını atıyoruz tekrardan yeşilleniyoruz sanırım. Uzun bisiklet sürüşlerine başladık. 17 km'lik bir sürüş gerçekleştirdik. ( Bizim kampüs içinde gidişlerimizi sayarsak daha fazladır.) Rüzgar resmen bizi tokatladı ama olsundu güzeldi hissetmek.
Sabah 10.00’da harekete başladık. Uzun zamandır bu kadar
uzun bir sürüş yapmamıştım. Bir yokuşta sadece bacağıma bıçak saplandı gibi
oldu onun dışında performansımı sevdim. Ama daha çok sürmeliyim. İnsan kendine
iyi gelen şeylerden mahrum bırakmamalı kendini!
Akşamdan patates haşlamıştım sabah sosladım, termosuma
çay koydum, elma aldım, kuru dut ve dahası. Patatesleri yiyememek içime dert
oldu. Gençlik spordan da katılım olmuştu. 35 kişilik
kalabalık bir sürüş oldu. Sorunsuz, eğlenceli, hareketli…
Daha yüz yüze tanışamadığımız Dilan’da Şahinkaya köyünde
oturuyordu gelince haber et dedi. Köye girerken de çıkarken de "DİLANN" diye
bağırdım ama karşılığını bulamadım. Sonradan mesaj attı tembel uyuyordum diye. ☺☺
Bu köyde bir manastır var ve oraya ziyarete gittik.
"Surp Kevork Manastırı"
Harap edilmiş
yıkılmış, bakmaya değer görülmemiş kaderine bırakılmış bir yer. Ahkam keserken
geçmişimize saygı duymalıyız deriz ama uygulamada bunu hiçbir zaman yapmayız. İnsan
olarak anılmak bilinmek en temel isteğimiz diye düşünüyorum. Şu an sosyal medya
bu isteğimizi kolaylaştırıyor. Sürekli fotoğraflarımızı, yaptıklarımızı paylaşıyoruz
benim de şu an yaptığım gibi yazılar yazıyoruz. Bir hacker bir gün hesabınızı
ele geçirip her şeyinizi sildiğinde hiçbir iz bırakmadığında ne hissedersiniz? Anılar
silinmemeli, yok olmamalı!
|
Evet muzip günümdeyim! |
|
Alttan çek uzun görüneyim dedi |
|
definecilerin mekanı olmuş! |
Manastır ile daha detaylı bilgiler için Hakan’ın bloğuna bakmanızı
öneririm. Link ↓↓↓↓
|
yüzü de görünseydi çok iyi bir foto olacaktı |
|
korku filmi sahneleri gibi ağaçlar |
|
batucum |
Manastır dönüşünde köydeki kahvehanede mola verdik. Sobanın
başında ısındık, çay içtik. Bıyıklı bir amca ile iletişime geçmeye çalıştım ama
başarılı olamadım ben de dut ikram ettim o yedi ben yedim. Umarım şeker hastası
değildir iyi bir şey yapmaya çalışırken batırmamışımdır inşallah. Fotoğrafını da çekmek istedim ama konuşamadığım birinin izin istemeden fotoğrafını çekmeyi doğru bulmadım. Sağlıcakla kal beyaz bıyıklı amca.
|
kızarık burna çay iyi geliyomuş diyollaa. |
Dönüş yolunda çayda çıra mahallesinden döndük dolmuşla dere
tepe düz gittiğimiz yollardan bisikletle ilk defa geçtim. Sonra mesire alanına
doğru geçtik. Yaaa o iniş aman Allah’ım bir ara panikleyip frenlere sıkı basınca
bisikletim kayıp yalpaladı ve acayip tırstım neyse kazasız bir turu daha
tamamladık. Yeni insanlar tanıdık, ruha birtakım iyi gelen şeyler yaptık.
|
ağzı açık sevindirik model |
|
Yanık salçalı köfteyle taçlandırdık turumuzu Resimdeki tüm kırmızıları bulun! |
Bazıları için amaçsız ve saçma geliyor, yargılıyorlar. "Bu
yorgunluğa değer mi” diyorlar. Valla değdi!
Kendimi iyi, mutlu, huzurlu hissediyorum. Kas ağrılarımın
değerini biliyorum!
Bilmem belki sizlerde bir gün perde yıkamaktan, koltuk
takımı almaktan, size sahte gülümseyen
insanlarla vakit geçirmekten vazgeçip ruha iyi gelen şeyler yapmayı
denersiniz.
Takipte kalın!