22 Mart 2019 Cuma

İş Bulayım Derken Türkiye'yi Gezmek


İnsanlar genel de gezmek için ya da iş seyahatleri için il il gezer. Ya ben? "Bilmediğim şehirleri gezmekten çok keyif alırım." sözüm hayatımda çok etkili sanırım.

Gün geçmiyor ki Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna gidiyoruz ne için? İşimiz gücümüz olsun efendim, kendi paramızla geçinelim, kimseye muhtaç olmayalım, kendimize, ailemize, vatanımıza milletimize faydamız olsun, üretelim diye.
Gelin görün ki en verimli çağlarımız üreterek değil neyi ölçtüğü bilinmeyen sınavlarla heba oluyor. İnsanlar genel olarak çalışıp gezmek için para harcar. Günümüzde "BİZ" ise para kazanmak yani iş bulmak için para harcıyoruz. Yol parası, kalacak yer parası yediğin içtiğin derken asgari ücretin yarısı hobaaaa gitti. Yani artık belli bir gelir seviyesine sahip bir aileniz yoksa iş de bulamayacak seviyedesiniz!

Neyse biz gelelim "hem ziyaret" kısmına. Güneydoğu' da birçok şehri gezdim ama doğuda ilk defa en uç şehre gidiyordum. Bu defa çok rahat ve sakindim ya da bir kabulleniş duyarsızlaşmaydı benim için.

Iğdır'a giriş
Iğdır sıcak olur dedi Zehracım o yüzden kalın bir şey almadım. Kars'a vardığımızda -12' ydi. Yandın Mehtap dedim neyse ki Iğdır öyle değildi hatta çok sıcaktı. Bronzlaşma sezonuma erken girdim.




Karşınızda Büyük Ağrı- Küçük Ağrı
Iğdır ile ilgili internetten araştırma yaparken; elması, kayısı meşhur yazıyordu. Birde "Leylek Şehri" olarak anılıyormuş. Doğuda olmasına rağmen karasal iklime sahip değil Iğdır (Coğrafya derslerimiz sağ olsun) yaşayarak da görmüş oldum. Sıcak olduğu için de leylekler genel olarak burada göç etmeden de kalırmış. Gün boyu başım havada gökyüzünde ağaçlardaydı. Bir umut leylek görürüm diye. Onu geçtim Leylekli bir heykel varmış onu bile bulamadım.

Ay başında Edirne ziyaretimde hocam bana bir bileklik hediye etmişti. Bulgar adetinde "Marteniçka" adı. Mart ayında "mütevazi" bir dilek diliyormuşsun. Umarım benim dileğim bu sınıfa giriyordur! ☺ Sonra leylek gördüğünde bu bilekliği söküyormuşsun bir gül ağacına veya ilk açan çiçeğe bağlıyormuşsun. Çok çabaladım bu bilekliğin Iğdır'ın havasına suyuna toprağına karışsın diye ama olmadı. Neyse mart ayı bitmeden umarım leylek görürüm.

Marteniçka!
Zamanlamam çok iyiydi aslında şehri gezecek kadar vaktim vardı. Keşke Google haritamı açıp kendi bildiğimi yapsaydım kimseyi dinlemeseydim. Gideceğim yerlere herkes çok uzak yürüyemezsin dediler. İnsanlarla olan uzak anlayışımız çok farklıymış onu anladım. Birde aman canım şoför amcalar bana iyilik yapacağım diye yanlış yere götürünce bayağı zaman kaybettim. Yine de etrafa bakındım neler görebilirim ne bulabilirim diye.


Bir pazar buldum oradan sadece leylekli magnet alabildim evrennnn dileğimin kabul olması için sayılır mı bu leylek ☺


Iğdır sınırlarına girince ilk fark ettiğim bisiklet kullanan bıyıklı uzun pardösülü amcalar. Şehirde o kadar fazla ki algıda seçicilik mi dersiniz bilmem de çok hoşuma gitti.







İletişim kurduğum insanların ise çok kibar ve düşünceli oluşuydu. "O" doğunun sahiplenen ilgilenen misafirperverliğini burada en dibine kadar gördüm. Gerçi fazla ilgilenmeleri beni başka kampüse götürmüş olsa da olsundu orayı da gezmiş oldum. 

Şehrin her yerinden Ağrı dağını görebiliyorsunuz. Üniversite ise dağın eteklerine kurulmuş. Dönüşte Kağızman yolundan döndük ve dağlara tırmanmak ile dağların arasından geçmek çok farklı duygularmış onu fark ettim. Kasvetli geldi açıkçası.





21 Mart'tı kesin "Nevruz" kutlamaları olur dedim. Hatta gezdiğim caddelerin birinde yollar kapanmıştı. Aaaa işte burası dedim kutlanan yer diye. Bekledim biraz ama bir icraat olmayınca devam ettim yoluma. Şoför amcalarla sohbet ederken sordum "nevruz kutlaması yok mu" diye akşam olur, bu saatte olmaz bizim kutlamalarımız çok güzel olur dedi. İstersen sınavdan çıkınca seni de alalım dedi. Ama maalesef benim dönmem gerekiyordu. Sonra şoför amcalar kendi aralarında eski kutlanan nevruz kutlamalarını yad ettiler. Sokakta insanlar birbirine "iyi bayramlar" diye sesleniyordu çok hoşuma gitti. Hoşgeldin güzel bahar! Bize bereket, şans, uğur, iş, para, aşk getir!





Nereye gitsem diye düşünürken.
Devekuşu çiftliği
Artvin dönüşünde olduğu gibi Erzurum'a gidip Elazığ'a geçtim. Yolda tabi ki yine muavin koltuğu benimdi ama bu defa benim gibi sınava giren kızlarla paylaştım. Şoför amca ile sohbet muhabbet, muavinin bize hadi kahveniz de benden deyip yolculuğumuzu tamamladık. 





İran en merak ettiğim ülkeler arasında bu tabelayı görünce bu isteğim için çaba sarf etmem gerektiği hatırladım. Hadi buraya da somutlaştıralım da olsun bir gün bu isteğim.


İran yazımı yazmak dileğiyle...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder